13 Mayıs 2014 Salı

Sınırları belirlemek


Her anne-baba çocuğuna farklı sınırlar çizer.Kimisi için salonda oyun oynanmaz,salona oyuncak getirilmez.Kimisi için evin her odası oyun alanı olabilir ve çocuk istediği yere oyuncaklarını taşıyabilir.

Bu örneklerde iki farklı görüş, iki zıt bakış açısı var.Her iki taraf da sınırları çizerken tamamen kendi düşünceleriyle hareket etti. Belki iki taraf da bu konuda yazılmış, aynı makaleyi okudu.Biri makalede okuduklarını uygulamanın mantıklı olduğunu düşündü.Diğeri ise makaleyi saçma bularak, kendi bildiği doğruyu uygulamaya devam etti.

Doğru ve yanlışlar kişilere özeldir.Her anne-baba çocuğu için çizeceği sınırları kendisi belirler.Önemli olan, bu sınırları neden çizdiğimizi çocuğumuza anlatmamızdır.

Genellikle çocuklarımıza, onları korumak amaçlı sınırlar koyarız.
Örneğin; ateşe yaklaşmalarını istemeyiz.Hepimiz yetişkin insanlarız ve ateşe tutarsak, elimizin yanacağını biliyoruz.Çünkü bunu daha önce deneyimledik.Hayatında bunu hiç deneyimlememiş olan çocuğumuz ateşe elini uzattığında, “Yaklaşma!Yanarsın!” deriz.Oysa çocuğumuz “yanmak” fiilinin ne anlama geldiğini bilmiyordur.Onun yanmayı algılamasını sağlamadığımız sürece, merakla elini ateşe uzatmaya devam edecektir.Ne yaparız?Sıcak bir çay bardağına dokunmasını sağlayarak, “yanmak” fiilini tekrar ederiz.O andan itibaren, “yanmak” fiilini duyduğunda, aklına bardağa dokunduğunda hissettiği acı gelir.



Çocuklarıma, deneyimlemelerini istemediğim konularda sınır çizerken bir çok yöntem denedim.
Okuduğum psikolog tavsiyelerini tek tek uyguladım ve çocuklarımın verdiği tepkileri gözlemledim.Alışık olduğum yöntemden, etkili ve doğru olan yönteme doğru adım adım geçiş yaptım.

1. Yapmamaları gereken bir şeyi yapıyorlarsa,mesela yüksek bir yerde zıplıyorlarsa, önce büyüklerimden öğrendiğim ve çevremde en sık gördüğüm şeyi uyguladım.Bu yöntem çok basit. ”Yapmayın şunu!Hemen aşağıya inin!Oraya çıkmak yok!” diye bağırdım.Tabii bir süre duraksadılar.Bağırmamdan korkarak bıraktıkları eyleme, bu sefer arkamı döndüğümde devam ettiler.
Bunun sonuçlarının ne kadar tehlikeli olabileceğini fark ettim.Belki daha tehlikeli bir şeyi, ben yanlarında değilken deneyeceklerdi.

2. Yaptıkları hareketin sonucunun ne olabileceğini anlattım.”Düşebilirsiniz.”dedim.Bu biraz daha etkili oldu ama onları durdurmadı.”Düşmeyiz.”dediler.

3. Bu sonuç karşısında ne hissedebileceklerini söyledim.”Çok canınız yanar.”
 Durup düşündükten sonra yapmaya devam ettiler.

4. Tam olarak ne demek istediğimi, geçmişte yaşadıkları bir örnekle açıkladım.”Parka gittiğimizde düştüğünü hatırlıyor musun?Canın yanmıştı.Öyle değil mi?”şeklinde soru sorarak konuştuğumda, tam bir diyalog kurmuş olduğumuz için daha dikkatli  dinleyerek cevap verdiler.Ne hissettiklerini hatırlatmak, sonucu daha iyi idrak etmelerini sağladı.
”Yine öyle canın yansın ister misin?”
“Hayır.”
“İstemiyorsan aşağıda zıplamaya devam edebilirsin.”dedim.
Alternatif sunmam, çok hoşlarına gitti.Çoğu zaman etkili oldu.

5. Ne hissettiğimi söyledim. ”Bunu yaptığınız zaman düşmenizden korkuyorum.” dedim.Hislerimi dile getirmek, hala kullandığım etkili bir yöntem, ama artık “Korkuyorum.” dediğimde, “Korkma anne.Düşmeyiz.” diyebiliyorlar. J
  
 6. Benim şimdiye kadar %90 başarılı olduğunu gördüğüm yöntem  ise, daha çok sevdikleri bir oyun oynayacağımızı söyleyerek, dikkatlerini dağıtmak.Benimle oyun oynamayı çok sevdiklerini biliyorum.Sadece oyuncakları konuştursak bile çok mutlu oluyorlar.Bu yöntemi uygulayabilmek için, o anda yaptığım bir iş varsa bırakıp çocuklarımla ilgilenmem gerekiyor.Her zaman yapamıyorum.Bu sefer ben olmadan yapabilecekleri başka bir şey buluyorum.Yeter ki onları başka tarafa yönlendirebileyim.

Ben onlara kısa cümlelerle, soru cevap şeklinde ve daha önce yaşadıklarından örnekler vererek açıklama yaptıkça, yavaş yavaş bunları akıllarında tutmaya başladılar.

Sabırla tekrar etmek,kararlı ve istikrarlı olmak gerekiyor.Yanımızdaki bir yetişkin “Hadi bu seferlik yapsın annesi.” dese bile, kendimizden emin bir şekilde “Hayır.” diyebilmeliyiz.

Sevgiyle kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder